O özel biri gelip kalbini çalana kadar kimse ilk görüşte aşka inanmaz! Peki, bilim bu romantik fenomen hakkında ne düşünüyor?
Filmlerden öğrendiğimiz bir şey varsa , o da ilk görüşte aşk diye bir şeyin olduğudur.
Kalabalık bir odada (muhtemelen bir balo salonu) o özel kişiyle gözlerinizi kilitlediğiniz anda, aşk meleğinin yayından çıkan bir ok gibi size çarpar ve tüm bu baş döndürücü duygular, gerçek bir ilişkiye katıldığınız anda uzun süreli bir ilişkiye dönüşecektir.
Peki, ilk görüşte aşk olgusunu destekleyecek herhangi bir bilimsel kanıt var mı?
Tabii ki, birçok çift bunu her zaman söyler – ilk tanıştıklarında “bildiğini” söyler.
Gerçekten de, Zsok ve arkadaşlarının (2017) Hollanda’da yaptığı anket için 400 erkek ve kadına romantik aşk bulma deneyimleri incelendi. Sonuçlar İnsanların, partnerlerine karşı önyargılı bir pozitif hafızanın ötesine geçen bir ‘anında çekim’ hissettiklerini gösteriyor.
İlk görüşte aşk nasıl bir duygu?
Psikolog, ruh sağlığı ve zindelik uzmanı Dr Audrey Tang bununla ilgili fenomenleri şöyle sıralıyor;
- Midedeki kelebekler
- Derin bir bağlantı
- Sanki onları tüm hayatın boyunca tanıyormuşsun gibi
- Gördüğün an oluşan bir heyecan
- Gözleriniz buluştuğunda bir ‘elektrik’
Ancak, Psikolog Tang “Bunlar potansiyel olarak Hollywood romantik komedileri ve klasik Disney filmlerindeki tasvirler” diye uyarıyor. İnsanların bu öğretilere göre duygularını şekillendirmiş olmaları da mümkün.
Dr Tang, ilk görüşte aşkla ilişkilendirdiğimiz bazı duyguların, deneyimimizin anlatısını yaratırken – kelimenin tam anlamıyla – romantikleştirilebileceğini hatırlatıyor.
New Jersey’deki Rutgers Üniversitesi’nden Dr Fisher’ın çekiciliğin üç temel bileşenini belirlediğine dikkat çekerek, “ilk görüşte aşk zannettiğimiz şey daha ‘basit’ olabilir” diye ekliyor.
Cinsel dürtü (libido/şehvet): Bu öncelikle bizi cinsel birleşme aramaya motive eden hormonlarımızla ilişkilidir.
Çekim Sistemi: Bu, yüksek seviyelerde dopamin ve norepinefrin ve düşük serotonin ile ilişkilidir
Eklenti Sistemi: Bu, bakıcı ve yavru arasında bağların oluşmasına yardımcı olan ve sırayla hayatta kalmalarını destekleyen oksitosin ve vazopressin ile ilişkilidir.
İlk görüşte aşk çok romantik bir anlatı olsa da, ilk çekicilik ve geçici anlar uzun vadede kaybolabilir
İlk görüşte aşkın vücudunuzda yarattığı bu değişikliklere yenik düşmek söz konusu olduğunda kendi ideallerinizi, umutlarınızı, değerlerinizi ve hedeflerinizi aklınızda tutmanız çok önemlidir.
Bu nedenle, herhangi bir ‘ilk görüşte aşk’ ilişkisini düşünürken kendimize sormamız gerekebilecek sorular şunlardır:
- Bu ilişkiden ne istiyorum? Ve diğer kişi de aynı şeyi istiyor mu?
Dr Tang, “Bir ilişki ya da potansiyel bir eş arayışı arasında bir fark var” diyor.
- Karşımdaki kişiden beklentilerim konusunda net olabilir miyim? Ve anlaşamazsak nasıl cevap vereceğim?
Dr Tang, “Bu, çocuk sahibi olmak istemek veya belki de dini inançlarınız gibi taviz vermeye istekli olmadığınız şeyleri de içerir” diyor.
- Bu ilişkiyi neden istiyorum?
“Bir klişe olsa da, en önemli ilişki kendinizle olan ilişkinizdir ve o zaman başkalarıyla sağlıklı bir ilişki kurmak çok daha kolaydır.”
İlk görüşte aşk, uzun süreli aşka yol açabilir mi?
Bu anlık çekim hissi kalıcı aşka yol açabilse de, olmayabilir de.
Ve romantik komedilerin ve peri masallarının her zaman ‘sonsuza dek mutlu olmanın’ ötesine geçmediğini kabul etmek önemlidir.