Satın almak yerine sokaktan bir hayvanı sahiplenerek bir canlının kahramanı olmanız mümkün. Ancak kedi ya da köpek; bir hayvanı satın almak yerine sahiplenmeniz, petshoplardan bir hayvan almamanız için sokakta yaşayan bir canlının kahramanı olmanızdan daha öte çok daha önemli sebeplerimiz var! Çünkü konu sadece vicdanı rahatlatmak değil. Üstelik sahiplendiğiniz hayvan, yaşı kaç olursa olsun sizin en iyi dostunuz olmaya en büyük aday!
Bir evcil hayvan sahibi olmaya karar verdiyseniz ve bir petshop’a gidecekseniz, bunu iki kere daha düşünmeniz için size çok geçerli sebepler sunacağız. Bu yazının sonunda satın almak yerine sahiplenmeye karar vereceğinize eminiz!
Bir evcil hayvana kucak açmadan önce şunu unutmayın:
- Belli dönemlerde belli kedi türlerine veya köpek türlerine gösterilen ilgi üretim çiftliklerinin ekmeğine yağ sürerken aynı zamanda kaçakçılığa zemin hazırlıyor. Ancak biz görmesek de bunların sonuçlarını birçok hayvan canı ile ödüyor.
- Sadece görünümünü beğendiğiniz diye size uygun olmayan, belki de çok fazla ilgiye ve enerjisini atmaya ihtiyacı olan bir hayvan da seçiyor olabilirsiniz.
- Peki gerçekten tüm enerjinizi ona verebilecek zamanınız, maddi imkanınız ve alanınız var mı?
Sokaklar ve barınaklar bir hevesle alınmış, dışarıda yaşamaya uyumlanamamış, zorluklarla mücadele eden hayvanlarla dolu. Bu nedenle bir dost sahiplenmeden önce ona gerçekten ömrü boyunca bakıp bakamayacağınızı iyi düşünün. Bir hayvan sahiplenmek onunla sadece oynamak, çocuğunuza arkadaş bulmak değildir. Onun sağlığını, psikolojisini de dikkate almalı, tüm bakımlarını eksiksiz yerine getireceğinize emin olmalısınız.
Kafeslerde sağlıkları tehlikede
Kabul ediyoruz, barınaklarda yaşayan hayvanlar da birçok zorlukla mücadele ediyor. Ancak barınakların birçoğunda dahi hayvanların özgür dolaşabilmesi için alanlar var ancak petshoplarda satılan hayvanlar kimi zaman günlerce kimi zaman aylarca küçücük kafeslerin içinde yaşıyor. Üstelik bu küçük kafeslerde başka kedi ya da köpekler de oluyor. Tüm gün kafesin içinde olmaları gerektiğinden bu kafes içerisine dışkılayabiliyorlar, birbirlerinden hastalık kapmaya daha açık hale geliyorlar. Örnek vermek gerekirse özellikle yavru köpekler ve kediler gençlik hastalığı gibi hastalıklara çok açık. Bu hastalık mama ve su kaplarından geçebilen bir hastalık.
Daha az tuvalet yapsınlar diye…
Bazı petshoplarda kafeslerde yaşayan hayvanlar daha az tuvalete gitsin diye onlara daha az yemek ve su verilebiliyor.
İçgüdüsel becerileri ellerinden alınıyor
Özellikle cins kedi veye köpek istiyorsanız, size biraz da onların soylarından bahsedelim… Üretim çiftliklerinde damızlık olan hayvanlar, yani kafesin içinde size karşı koyamayacağınız şekilde güzel bakan o hayvanın annesi, babası, anneannesi veya dedesi muhtemelen üretim çiftliklerinde damızlık olarak kullanıldı ve yaşlandığı zaman ölüme terk edildi.
Üstelik tüm hayatını bir çiftlikte geçirdiği için kendi yemeğini bulma, güvenliğini sağlama gibi temel içgüdüsel becerilerini de kaybetti.
Hilesiz güzellik mi? O da ne!
Bazı petshoplarda, hayvanlar daha sağlıklı ve enerjik görünsün diye hayvanlara ilaç takviyesi verebiliyor. Bu takviyeler sayesinde hayvanların tüyleri ve gözleri çok daha parlak görünüyor. İyi bir cilt bakımı ve kuaför seansından çıkmış gibi…
Anne sütünden erken kesilip kafese konuluyorlar
Evcil hayvan isteyenlerin çoğu hayvanları bebeklik çağında istediğinden, “küçük yaştan alır eğitirim, bana itaatkar olur” dediğinden çoğu hayvan henüz anne sütünden kesilmemişken, meme altından alınıyor ve bir aileye satılıyor. Beslenme evresi eksik kalan bu hayavanlar daha fazla sağlık sorunu yaşıyor. Oysaki sahiplendiğiniz hayvan, yaşı kaç olursa olsun, iyi bir eğitim ve sevgiyle sizin en iyi ve sadık dostunuz olabilir.
Örnek vermek gerekirse, kediler ailesiyle büyürken deneyimler, kardeşleriyle alt alta üst üste oyun oynarken de sınırlarını öğrenir. Özellikle kardeşsiz büyüyen, çok küçük aylıkken tek bırakılan kediler, oyun oynayamadığında tırmalama vb. reflekslerinin ne tür zararlar verdiğini, ne zaman can acıttığını öğrenme fırsatı yakalayamaz. Bu nedenle ona verilen eğitimin daha da özenli olması gerekir.
Özellikle belli türlerin dönemsel olarak çok popüler olması söz konusu. Bir film, ünlü bir kişinin evcil hayvanı ile görüntülenmesi bile bir türün daha fazla popülerleşmesine neden olabiliyor. Bu da üretim çiftliklerinin ellerini ovuşturmasına yol açıyor. Ancak siz de bir türün peşinde koşarak, hayvan satın alarak onlara katkıda bulunmuş oluyorsunuz.
Çünkü talep ne kadar olursa, o kadar üretim gerçekleşiyor.
Üstelik bu satın almalar kaçakçılığa da zemin hazırlıyor. Hayvanlar kaçakçılık için çok zor şartlar altında uzun seyahatlere, karanlığa, soğuğa maruz kalıyor. Pek çok hayvan günışığı göremeden ölüme terk ediliyor.
Hayvanları satın alarak terk edilmiş hayvan döngüsüne ve hayvan satışlarına katkıda bulunuyorsunuz. Bu döngüyü kırmak sizin eliniz de. Hadi, siz de satın almayın, sahiplenin!
