Ana SayfaSağlıkUzun süren stres kalp krizine neden olur mu?

Uzun süren stres kalp krizine neden olur mu?

- Advertisement -

Depresyon, kaygı bozukluğu, obsesyon, öfke kontrol bozukluğu. Hayatın koşullarıyla mücadele edip de duygusal dalgalanmalar yaşamayan insan neredeyse yoktur. Ruhen iyilik halini korumak aslında beden sağlığını korumak kadar önemlidir. Hepimiz biliyoruz ki sağlam bir ruh hali olmadığında bedenimizde bunun olumsuz etkileri hissediliyor. Uyku kalitesi bozuluyor, yaşam enerjimiz düşüyor, unutkanlık başlıyor, dikkatsizlik gelişiyor, baş ağrıları dayanılmaz hale geliyor ve daha birçok şey ve tabii kalbimiz de bundan nasibini alıyor. Kardiyoloji Uzmanı Dr. Ebru Özenç konu hakkında bilgiler verdi.

Çarpıntı veya göğüs ağrısı şikâyeti ile doktora başvuran hastalarda sıklıkla altta yatan sebebin stres olduğunu görebiliyoruz. Bu durumu anlayabilmek için önce stresin vücuttaki etkilerini anlamamız gereklidir. Stres durumunda vücudumuzda ‘savaş veya kaç’ hormonu olarak da bilinen kortizol ve adrenalin yükselmektedir. Bu hormonlar yükselince kalp hızı artar, kan basıncı artar, kan şekeri yükselir. Çarpıntı başlar ve kalbimiz sıkışır.

Aslında stresin vücutta yarattığı etkiler iki şekilde ortaya çıkar; ani stres veya uzun dönem stres. Ani stresin ani kalp krizlerine sebep olabildiği biliniyor, ayrıca uzun süren stres de kalp krizini tetikleyebilir. Çünkü stres süreci uzadığında kalp damarlarında kolesterol plakları birikmesi ve pıhtılaşmalar olur, damarlarda büzülmeler yani spazmalar artar. Hatta, kalp damarlarında kolesterol plak birikimi olmasa da sadece damar spazmı bile kalp krizine varan göğüs ağrılarına neden olabilmektedir. 

 

Kanda kortizol düzeyleri yüksek olduğunda kalp krizi riskinde yaklaşık 5 kat artış olmaktadır. Güncel yaklaşımda vücutta kortizol seviyesi rutin ölçülmemektedir, bu konuda henüz bir öneri yoktur ancak kesin olan bilgi; yüksek kortizol seviyesi yüksek tansiyon ve kalp kriziyle ilişkilidir. 

Stresle baş etmek için mutlaka yapmamız gereken yaşam tarzı düzenlemeleri bulunmaktadır. Ruhumuzu dengelemek için gerekli olan sadece ilaçlar değildir. Sigarayı bırakmak, egzersiz yapmak ve sağlıklı beslenmek stres döngüsünü kırmada çoğu zaman ilk adımlardır. Bunlar herkesin bildiği klasik bilgiler gibi düşünülse de aslında burada önemli olan nokta kısır döngüyü kıracak ilk adımı atmaktır. Sadece egzersize başlamaya kesin ve net bir tutumla karar vermek bile stres girdabını kırmaktadır. Stresle vücutta azalan serotonin egzersiz ile yükselişe geçer. Serotonin artınca depresyon belirtileri azalır. 

Çoğu insanın severek yaptırdığı masaj vücuttaki serotonin seviyesini %28 arttırır, insanı rahatlatır ve mutlu eder. Kahvenin anti-depresan etkileri üzerinde değişik görüşler olsa da fareler üzerinde yapılan deneylerde beyinde serotonin seviyesini arttırdığının gösterilmesiyle anti-depresan etkileri olduğu desteklenmiştir. Ancak kanıtı olsun ya da olmasın herkes için ortak olan his kahvenin kokusu da, içmesi de, muhabbeti de insanın stresini yatıştırıcı özellik gösterir.

Meditasyon ve nefes terapisi insan bedenini rahatlatan, vücuttaki stres düzeyini düşüren belki de en kolay ve en etkili yollardandır. Her gün birkaç dakikalığına kendimize ayıracağımız süre ile ruhumuzu stresten, kaygıdan arındırabiliriz. Doğru nefes alıp vermek dengeye gelmemizi sağlar. Bitkilerden kediotu kökü çayı veya tabletleri vücuttaki stres hormonlarının olumsuz etkilerini azaltmada çok etkili olan, insanı dinginleştiren şifalı bir doğal üründür.

- Reklam -