Yüksek posalı yani sebze, meyve ve tam buğday ağırlıklı gıdaların kanser hastalığının seyrinde olumlu katkısına ilişkin birçok araştırma mevcut. Yakın zamanda melanom (deri kanseri) hastalarına yönelik bir çalışmada postalı gıdalar verilen 37 kanser hastasının ortalama hastalıksız sağ kalımının posalı gıda almayan 91 hastaya kıyasla daha iyi olduğu gösterildi. Posa miktarındaki her 5 gramlık artışın kanserin ilerlemesi ve ölümüne bağlı riskte yüzde 30’a varan bir azalma yaratabildiği gözlendi.
Sebze, meyve ve tam buğday ağırlıklı yüksek posalı beslenmenin kanser hastalığının seyrinde olumlu katkısına dair sonuçların gözlendiği araştımalar devam ediyor. Yakın zamanda melanom (deri kanseri) hastalarına yönelik bir çalışmanın yayınlandığını belirten Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Serdar Turhal, “Bu çalışmada MD Anderson Kanser Merkezi’nde tedavi alan melanom hastalarının bir kısmına normal gıda verilirken bir grup hastaya posalı gıdalar verildi. Bu şekilde gözlenen 37 hastanın ortalama hastalıksız sağ kalımının posalı gıda almayan 91 hastaya kıyasla daha iyi olduğu gösterildi. Posa miktarındaki her 5 gramlık artışın kanserin ilerlemesi ve ölümüne bağlı riskte yüzde 30’a varan bir azalma yaratabildiği gözlendi” açıklamasında bundu. Ancak bu çalışmalarda bir başka ilginç sonuca ulaşıldı…
KANSERLİ HASTALARDA PROBİYOTİK TAKVİYELERİN İMMMÜNOTERAPİYE ETKİSİ
- Yapılan araştırmada hastaların hepsi akıllı ilaç tedavisi denen hedefe yönelik tedaviler alıyor ve sonuçları takip ediliyordu.
- Bu hastaların arasında bir grup hasta da probiyotik takviyeler alıyordu.
- Bu takviyeleri alan hastalarda immünoterapiden alınan faydanın daha az olduğu görüldü. Bu oldukça şaşırtıcı bir sonuçtu.
- Yalnızca posalı gıda alan hastalardaki immünoterapi cevabı yüzde 82 iken hem posalı gıda alıp hem de probiyotik kullananlarda cevap oranı yüzde 59’a gerilemişti” dedi.
POSALI BESLENME MELONOM TEDAVİSİNİ OLUMLU ETKİLİYOR
Sonuç olarak posalı gıda tüketiminin, immünoterapi alan melanom hastalarında daha iyi bir cevap alınmasına destek olduğunu söyleyen Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Serdar Turhal, “Bu çalışmanın ilginç sonuçları, daha çok hasta içeren, çok merkezli bir çalışmanın başlatılması kararının verilmesine yol açtı. Bu sonuçları da önümüzdeki yıllarda izleyeceğiz” şeklinde konuştu ve sağlıklı beslenmenin önemine dikkat çekti.
GÜNDE NE KADAR POSALI BESLENMELİ?
Kanserden korunmada beslenmenin de önemli bir faktör olduğunu söyleyen, Beslenme ve Diyet Uzmanı, Dyt. Havva Kılınç, “Yapılan araştırmalarda posa içeriği düşük bir diyetle beslenenlerde kalın bağırsak kanserlerinin, yüksek posalı beslenen topluluklardan daha sık görüldüğü görülmüştür. Dolayısıyla posalı besinlerin tüketimi arttırılmalıdır. Yetişkinlerde günlük alınması gerekenin minimum posa miktarı 25-30 gramdır” dedi.
POSALI BESLENMENİN DİĞER KANSERLERİN TEDAVİSİNDE DE ETKİSİ VAR
Dyt. Havva Kılınç, “Yapılan araştırmalarda posa içeriği düşük bir diyetle beslenenlerde kalın bağırsak kanserlerinin, yüksek posalı beslenen topluluklardan daha sık görüldüğü görülmüştür.
Posa tahıl ve kurubaklagillerin dış kısımlarında, sebzelerde ve meyvelerde bulunur. Posalı besinlerin tüketimi arttırılmalıdır.
Yetişkinlerde günlük alınması gerekenin minimum posa miktarı 25-30 gramdır.
BESLENMEDE BUNLARA DİKKAT!
- Şeker ve şekerli tatlılar, basit karbonhidratlar (beyaz ekmek, pirinç gibi), hazır meyve suları yerine posadan zengin tam tahıl grubu ekmek, bulgur, kurubaklagil ve meyve-sebzelere yer verilmeli.
- Günde en 5 porsiyon meyve ve sebze tüketilmeli.
- Nemli ve sıcak yörelerde iyi saklanmayan yağlı tohumlar, tahıl ürünleri, kurubaklagiller, meyve ve kurutmaları küflenir. Küflerin bir bölümü çeşitli toksinleri üretir. Bu toksinlerin bir bölümü de başka toksinleri üretir. Bu nedenle besinlerin iyi saklanması önemlidir.
İlgili Haberler
A, E VE C VİTAMİNLERİ YETERSİZ OLANLARDA DAHA SIK GÖRÜLÜYOR
- “Et ürünlerine katılan nitrit ve nitratlar sindirim aygıtında nitrosaminlere dönüşebilir” uyarısında bulunan Kılınç, şöyle konuştu:
- “Nitrosaminler kanser yapıcıdırlar. Fazla alınan tuzun da bu tür moleküllerin oluşmasında katkısı olduğu bildirilmiştir.
- Alkol, sigara, katkı maddesi içeren yiyeceklerin kanserle ilişkisi saptandığı için bu besinler tüketilmemeli veya minimuma indirilmelidir.
- A, E, C vitamini ve diğer antioksidanların yetersizliklerinde kanserin daha sık görüldüğü bildirilmektedir.
- A vitamini vücudun koruyucu dokusu olan epitel dokunun yapımı ve yenilenmesinde rol alır. A vitamini yetersizliğinde bu dokuların yapıları bozulduğunda, yemek borusu, idrar yolları, deri, mide ve akciğerlerde kanser oluşumunu arttığı ileri sürülmüştür.
- C vitamini su ve besinlerle alınan nitrit ve nitratların kanser yapıcı nitsosaminlere dönüşmesini önler ve dolayısıyla kanser oluşum riskini azaltır. C vitamini içeren besinlere örnek; kırmızı-yeşil biber, kivi, portakal, çilek, karnabahar-brokoli, maydanoz, limon verilebilir.
- E vitamini antioksidan özelliğinden dolayı kanser oluşum riskini azaltır. Çinko, kalsiyum, selenyum gibi minerallerinde kanserde koruyucu etkisi olduğu bilinmektedir.”