Bitkilerde sorun belirtileri görüldüğünde genellikle düzeltmek için çok geç kalınmış oluyor. Ancak bitkilerin gübre veya zararlı böceklere karşı korunma gibi ihtiyaçlarını ifade edebilmesi için geliştirilen yeni genetik teknoloji, bu sorunun önüne geçebilir.- Advertisement -
Çiftçiler ve bitki sahiplerinin en büyük sıkıntılarından biri, bitkilerin ihtiyaçlarını çok geç olmadan önce tespit edememek. Bu kimi zaman büyük emeklerle bakılan salon bitkilerinin, kimi zaman ise çiftçilerin ekinlerini büyük zararlarla kaybedilmesine neden oluyor.
Ancak Hollanda merkezli InnerPlant isimli bir şirket, genetiği değiştirilmiş bitkilerle bu sorunu çözmeyi hedefliyor.
Forbes’un haberine göre şirketin kullandığı genetik teknoloji, çiftçilerin akıllı telefon, insansız hava aracı (İHA), ya da uydu aracılığıyla edinebileceği sinyallerin bitkiler tarafından gönderilmesini amaçlıyor. Bu sayede bitkilerin ihtiyaçlarına dair çiftçileri bilgilendirmesinin sağlanacağını söyleyen InnerPlant CEO’su Shely Aronov, söz konusu teknolojiyi şu ifadelerle anlatıyor: “Bitkiler saldırıya uğradığında, onları koruyan biyolojik bir reaksiyona sahiptirler. Buna verdikleri reaksiyon hem anlık hem de ayrıntılıdır. Bu nedenle, mantar veya böcek istilası gibi bir patojen stresine ayrı, nitrojen (gübre) eksikliği, susuz kalma ve diğer faktörlere ayrı bir şekilde yanıt verirler. Biz de bitkilerin çiftçilerle iletişim kurmalarını sağlamak için ekinlerin kodlamasını yapıyoruz. Bu sayede çeşitli faktörlerin bir sonucu olarak, yapraklarında başka türlü üretemeyecekleri flüoresan proteinini üretmeleri sağlanıyor.”
Florasan proteininin yapraklarda yarattığı değişimi insan gözünün algılamasının mümkün olmadığını belirten Aronov, bunun yerine çiftçilerin elindeki akıllı telefon, filtre, çoklu spektral kamera gibi aygıtlarla bitkinin gönderdiği sinyaller algılanabilecek.
Çiftçilerin bütün bir tarlayı telefonlarıyla taraması mümkün olmayacağı için, daha geniş alanlarda drone, traktöre yerleştirilmiş bir sensör ya da uygu görüntülemesi gibi teknolojileri kullanabilecekler.
Aronov, iletişim becerisi geliştirilmiş bitkilere dair yapılan deneyleri şu ifadelerle anlattı: “Test etmemiz için en basit şey kuraklıktı, mantara veya onun gibi şeylere ihtiyaç duymadık. Bitkileri sulamayı bırakıp kurumaya bıraktık. Yaklaşık üç gün sonra ilk sinyaller ortaya çıktı ve bir diğer üç ila dört gün sonrasında da belirtiler gözle görülür hale geldi. Bitkiler dokuzuncu günde ölmüştü.”
Söz konusu deneyin susuz kalan bitkilere müdahale için çiftçilerin yalnızca birkaç günlük süresinin olduğunu ortaya koyduğunu belirten InnerPlant CEO’su, geliştirdikleri teknolojinin ise iki kat daha fazla süre sunduğunu kaydetti.
“Başarmak istediğimiz şey yalnızca akıllı tohumlar geliştirmek değil” diyen Aronov, “Bunu yalnızca tek bir şirket veya tek bir teknoloji değiştiremeyecek. Bu, herkesin katılmasını, daha iyi tohumları, daha iyi teknolojiyi, daha iyi girdileri, daha iyi uygulama yöntemlerini ve daha iyi veri platformlarını gerekli kılacak. Birlikte çalışırsak yeni bir şeyler yapabiliriz” ifadelerini kullandı.