Son yıllarda kronik böbrek hastalığı sıklığında ciddi bir artış yaşanıyor. Dünya genelinde her 10 yetişkinden birinde böbrek hastalıkları varken, bu oran ülkemizde ne yazık ki her 6-7 yetişkinden birinde görülüyor. Böbrek hastalığı belirti ve bulgularının hastalığın ileri evrelerine kadar görülmemesi nedeniyle, maalesef hastaların yaklaşık %90’ı böbreklerinin hasta olduğunun farkında değiller. Ancak bazı günlük hayat alışkanlıklarımızı düzenleyerek böbrek sağlığımızı korumak mümkün.
Böbreklerimiz, karın boşluğunun üst-arka kısmında, omurganın her iki tarafına yerleşik organlar. Her biri yaklaşık 10-12 cm uzunluğunda ve 150 gram ağırlığında. Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Kanbay, böbreklerin temel işlevlerinin; zararlı yıkım ürünlerini ve fazla sıvıyı vücuttan atmak, ilaçların vücuttan atılması, vücudun elektrolit (tuz) ve asit dengesini korumak, diğer organların çalışmasını düzenleyen birçok hormonu sentezlemek ve kan basıncını kontrol altında tutmak olarak sıralıyor. Ancak günlük yaşam içerisinde yaptığımız bazı hatalar, fazla tuz tüketimi, kontrol altına alınmayan tansiyon gibi sorunlar böbrek sağlığını bozuyor
Üstelik son yıllarda kronik böbrek hastalığı sıklığında ciddi bir artış yaşanıyor. Dünya genelinde her 10 yetişkinden birinde görülen böbrek hastalıklarının ülkemizde ise her 6-7 yetişkinden birinde görüldüğünü, böbrek sağlığı sorunları açısından dünya ortalamasının üzerinde olduğumuzu belirten Prof. Dr. Kanbay, böbrek hastalığı belirti ve bulgularının hastalığın ileri evrelerine kadar ortaya çıkmaması nedeniyle, maalesef hastaların yaklaşık %90’ının böbreklerinin hasta olduğunun farkında olmadığını söylüyor.
1. Kontrol altına alınmayan diyabet veya hipertansiyon hastalığı
Ülkemizde ve dünyada kronik böbrek hastalığının en önemli iki nedeninin diyabet ve hipertansiyon olduğunu belirten Nefroloji Uzman Prof. Dr. Kanbay, bu durumda böbrek işlevlerinin ileri kaybı nedeniyle diyaliz tedavisi ya da böbrek nakli yapılması gerektiğini ifade ediyor.
Kronik böbrek hastalığı, özellikle erken evrelerde saptandığında önlenebilir veya ileri evrelere gidişi yavaşlatılabilir bir hastalık ancak böbrek hastalıkları genellikle oldukça sessiz hastalıklar. Maalesef hastalarda onları hastaneye götürecek şiddette belirti ve bulgu vermediği için hastaneye gelindiğinde de iş işten geçmiş olabiliyor… Bu nedenle, yaşınıza uygun olarak belli aralıklarla doktor kontrolüne gitmek ve önerilerini almak, erken fark edilerek önlenebilecek hastalıkları ortaya çıkartmaya yardımcı oluyor. Ancak bazı durumlar var ki böbrekleri sinsi ve derinden bir şekilde olumsuz etkiliyor. İşte böbrek sağlığımızı korumak için dikkat etmemiz gereken temel kurallar…
2. Çok fazla tuz tüketimi (Sandığımızdan daha fazla tüketiyoruz)
Ülkemiz, maalesef komşu ülkelerle ve tüm dünyayla karşılaştırıldığında, tuz tüketiminde açık ara önde. Tuz tüketimi konusunda düştüğümüz yanılgıların başında sadece tuz tüketimini sadece yemek yerken eklediğimiz tuz olarak düşünmek geliyor. Oysaki paketlenmiş gıdaların içerisinde, tatlı bile olsalar, yüksek miktarda tuz bulunduğunun akılda tutulması gerekiyor.
- Etiket okuma alışkanlığı edinmek günlük alacağımız tuz miktarını sınırlayabilir.
- Elbette kendi pişirdiğimiz yemeklerdeki tuz miktarını sınırlamak, sofradan tuzu kaldırmak, salça-zeytin-peynir gibi kültürel ve ağız tadı olarak çok tükettiğimiz gıda maddeleri için daha az tuzlu seçenekleri değerlendirmek ya da alternatifler oluşturmak da fayda sağlıyor.
- Unutmayalım ki, tuz tüketiminin azaltılması sadece böbrekler için değil, kan basıncı kontrolü için de gerekli.
3. Bitkisel veya takviye edici ürünlerin doktor kontrolü olmadan kullanımı
Günümüzde birçok başka alanda olduğu gibi, güzellik ve sağlık alanlarında da kişiler hızlı sonuç almak istiyor. Dolayısıyla, vücutlarını, ciltlerini güzelleştirmek ya da mevcut hastalıklarından kurtulmak için çevrelerinin ya da başka yol göstericilerin önerileriyle bazı destekleyiciler kullanıyor.
Özellikle spor salonlarında bilinçsizce kullanılan protein tozları ve türevleri, aktarlardan belirli hastalıklar için şifa olduğu söylenerek verilen bitkisel temelli ürünler, bilinçsiz kişilerce toplanan mantarlar böbreklere bazen kalıcı da olabilen zararlar veriyor. Oysaki bu tür ürünlerin doktorun önerisi dışında almak, kendi dozlarımızı belirlemek büyük hatalardan biri. Bu nedenle doktorunuza danışmadan bu gibi ürünleri almamak ve tüketmemek gerekiyor.
4. Ağrı kesici vb. türü ilaç kullanmak
Uzun süreli ve belli bir grup ağrı kesicinin kullanımı böbrek yetmezliğine neden olabiliyor. Sadece ağrı kesiciler değil, başka ilaçların da bilinçsizce kullanılması böbreklerde ve diğer organlarda ciddi ve kalıcı hasarlar bırakabiliyor. Bu nedenle, doktorunuza danışmadan ilaç kullanmamaya, verilen ilaçları uygun doz ve sürelerde kullanmaya özen gösterin.
5. Yetersiz su tüketmek!
Günlük içilen su miktarı, yine sadece böbreklerimiz için değil, tüm doku ve organlarımızın düzgün çalışabilmesi için gerekl. Özellikle yaz aylarında, fark etmeden terle kaybettiğimiz sıvıyı yerine koymamız gerekiyor.
Bir diğer önemli konu ise ileriki yaşlarda susama hissinin baskılanması. Oysaki yaşş ilerlese de bu kişilerin su tüketim miktarına dikkat etmesi gerekiyor.
Ancak, genel geçer bir tavır olan “Su iç, böbreklerin düzelir” algısı her zaman doğru değil. Fazla miktarda su içmek, her hasta ya da hastalık için doğru değil. Örneğin ileri evre kronik böbrek hastalığı olan ya da kalp yetmezliği olan kişilerde tuz tüketimi ile su tüketiminin de sınırlandırılması gerekebiliyor. Bu nedenle, herhangi bir hastalığınız varsa, mutlaka doktorunuza günlük tüketmeniz gereken su ya da sıvı miktarını sorun.
6. Doktor kontrolüne gitmemek
Böbrek hastalıkları genellikle oldukça sessiz hastalıklar. Maalesef hastalarda onları hastaneye götürecek şiddette belirti ve bulgu vermeyebiliyorlar. Bu nedenle hastaneye gelindiğinde de iş işten geçmiş olabiliyor. İşte bu yüzden yaşınıza uygun olarak belli aralıklarla doktor kontrolüne gitmek ve önerilerini almak, erken fark edilerek önlenebilecek hastalıkları ortaya çıkartmaya yardımcı oluyor.