Bilim insanlarının genetik alanında yaptıkları özverili çalışmalar birçok hastalığın erken teşhis, tedavi ve takibini mümkün kılıyor. Kanser türlerinin erken teşhisine yönelik olarak geliştirilen likit biyopsi testi bu alanda atılan en önemli adımlardan biri. Klinik Farmakoloji ve Tıbbi Genetik Uzmanı Dr. Gülay Özgön likit biyopsi testinin onkoloji alanında bir devrim niteliği taşıdığını ve erken teşhis için çok önemli bir adım olduğunu belirterek, periyodik olarak yapılan kontrollerin önemine dikkat çekti.- Advertisement -
Günümüz dünyasının korkulu rüyalarından biri olan kanserin erken teşhisi, tedavi sürecinin en kritik faktörlerinden biri. Bilim dünyasının kanserin erken teşhisi konusundaki çalışmalarının sonucu olarak kullanılmaya başlanan likit biyopsi testi yüzde 98’e varan oranlardaki başarısı ile umut veriyor.
Türkiye’de ilk olarak başlatılan likit biyopsi testleri, herkesin yurtdışına sevke gerek olmadan test yaptırabilmesine olanak tanıyor. Likit biyopsi ya da likit onkoloji testleri olarak adlandırılan genetik testler sayesinde cerrahi müdahaleye gerek olmadan kişinin damarından alınan kanın analiz edilmesiyle kanserin teşhisi mümkün olabiliyor. Hastanın kan analizinde ortaya çıkan genetik değişikliklerin saptanması, tümör takibine ve tedavinin planlanmasına olanak tanıyor.
Genetik bilimi geleceği değiştirebilir
Klinik Farmakoloji ve Tıbbi Genetik Uzmanı Dr. Gülay Özgön, genetik çalışmaların sağlıklı yaşamın sürdürülebilirliği ile hastalık yönetiminin başarısında kilit rol oynadığına değinerek, yeni nesil kanser tanı testi olan ve likit biyopsi adı verilen testin kanserle mücadeledeki önemine dikkat çekti.
Dr. Gülay Özgön, “Likit biyopsi testi 2017 yılından bu yana klinik uygulamalarda kullanılıyor ve onkoloji alanı hekimleriyle çalışmalarımız gelişerek sürüyor. Onkolojide referans merkezi olma hedefiyle çok daha fazla insana ulaşmak ve erken teşhis olasılığını artırmakla ilgili yoğun çalışmalar yapıyoruz. Bu nedenle de erken teşhiste önemli yeri olan bu testin yaygınlaşması konusunda kendimizi sorumlu hissediyoruz” dedi.
Hasta istediği anda hekimine başvurarak test yaptırabiliyor
Likit biyopsi ve genetik tanı testleriyle ilgili hastaların doğru yönlendirilmesinin önemini vurgulayan Dr. Gülay Özgön, genetik danışmanlığın toplumun çok küçük bir kesimi tarafından bilindiğini, aile hikayesinde kanser olan bireylerin başta onkologlar olmak üzere hekimlerine danışarak genetik testleri yaptırmaları gerektiğini söyledi.
Dr. Özgön, “Likit Biyopsi testleri vücuttaki tümör hücreleri ya da bunlardan kopan hücre parçacıklarının, kan dolaşımındaki DNA ve RNA değişimlerinin (mutasyonlarının) tespit edilebilmesi için yapılıyor. Özellikle akciğer, meme, mide, karaciğer, prostat, melanom ve pankreas kanserlerinin teşhisinde, tedavi ve takibinde kullanılan likit biyopsi testleri, tüm kanser çeşitlerinde uygulanılabiliyor” dedi.
Onkoloji hastaları için kişiselleştirilmiş tıp anlayışı ile hastalık seyrini yönetebilecek sistemler üzerine çalıştıklarını ifade eden Dr. Gülay Özgön, kanser belirtileri ve genetik şüphe taşıyan herkesin hekimine danışarak test yaptırabileceğini ve kanser tedavisi sonrası da hastalığın takibi için likit biyopsi testlerinin dönemsel olarak yapılabileceğini ifade etti.
Bu test, kandaki tümör hücrelerine ait özel değişiklikleri tespit eden analiz olarak da tanımlanıyor.