Ana SayfaSağlıkŞeker ruh halimizi nasıl etkiliyor? İşte şekerin depresyonla ilişkisi!

Şeker ruh halimizi nasıl etkiliyor? İşte şekerin depresyonla ilişkisi!

- Advertisement -

Tatlıların bizi anlık olarak çok mutlu ettiği açık. Peki yedikten sonra da gerçekten mutluluk devam ediyor mu? Araştırmalar çok severek tükettiğimiz şekerin aslında depresyon nedenlerinden biri olabilecğini ortaya koydu.

Yiyeceklerin ruh haliniz ve duygularınız üzerinde birçok etkisi olabilir. Acıktığınızda ve yemek istediğinizde huysuz, üzgün ve hatta kızgın olabilirsiniz . Lezzetli bir yemek yediğinizde kendinizi mutlu hissedebilirsiniz.

Peki siz de canınız ne zaman sıkılsa tatlılara veya buzdolabına mı koşuyorsunuz? Bu haberimizi okuduktan sonra buna bir dur demenin yollarını arayacağınıza eminiz. Çünkü şeker içeren gıdalar sanılanın aksine depresyon nedeleri arasında gösterilmeye başlandı. Nasıl mı? Anlatalım…

Şeker, pek çok besinde doğal olarak bulunur

Şeker, pek çok besinde doğal olarak bulunur

  • Şeker, meyve, sebze ve tahıl gibi karmaşık karbonhidratlarda doğal olarak bulunur. 
  • Makarna, kek, unlu mamüller, ekmek, soda ve şekerleme gibi basit, rafine gıdalarda da yer alır.
  • Sağlıksız beslenmeye dayalı fast-food türü beslenme büyük ölçüde bu kolayca sindirilebilir karbonhidratlara dayanır ve bu tür beslenme biçimi daha sağlıklı kaynaklardan elde edilen çok az karmaşık karbonhidrat içerir.

Fareler üzerinde yapılan bir araştırma, beynin tatlı reseptörlerinin sabit ve yüksek şeker seviyelerine adapte olmadığını buldu. 

Yoğun tatlı tüketimi, beynin ödül merkezini uyarıyor ve uyuşturucu bağımlısı kişilerde bile kokainden daha zevkli olabiliyor. Başka bir deyişle şekerden gelen keyif, uyuşturuculardan bile yüksek.

Üstelik çok fazla basit şeker yemek, depresyon, duygudurum bozuklukları ve çeşitli kronik sağlık sorunları riskinizi artırabilir. 

Şimdi şeker ve depresyon arasındaki bağlantıya daha yakından bakalım…

Şeker, içecekler ve soslardan çorbalara ve sandviçlere kadar her yerde. Günlük diyetinizde şekerin saklandığı yerleri arayın ve yavaş yavaş azaltmak için stratejiler oluşturun. 

Şekeri hayatınızdan çıkardıkça damağınız buna hızlıca uyum sağlayacak ve doyuma ulaşmak için çok da fazla şekere ihtiyacınız olmayacak.

Şeker, depresyonla bağlantılı

Şeker, depresyonla bağlantılı

Meyve ve sebzelerden yana zengin bir diyet vücudunuzun dokularındaki iltihabı azaltabilirken, rafine karbonhidratlardan yana zengin bir diyet iltihaplanmayı teşvik edebilir .

Kronik inflamasyon, metabolik bozukluk kanser ve astım dahil olmak üzere çeşitli sağlık koşullarıyla bağlantılıdır. Dr. Maria Almond’un yaptığı depresyon ve inflamasyon araştırmasına göre, iltihaplanma depresyonla da bağlantılı olabilir .

Enflamasyon semptomlarının çoğu depresyonda da yaygındır. Örneğin:

  • İştah kaybı
  • Uyku düzenindeki değişiklikler
  • Artan ağrı algıları

Bu nedenle depresyon, iltihaplanma problemlerinin altında yatan bir işaret olabilir.

Araştırmacılar, depresyonun şeker alımıyla bağlantılı olabileceğinden o kadar eminler ki, tedavi etmek için insülin kullanarak çalıştılar. Bir çalışmada, araştırmacılar, hem majör depresyonu hem de insülin direnci olan kişilerin, 12 hafta boyunca diyabet tedavisi için ilaç verildiğinde depresyon semptomlarında iyileşme gösterdiğini bulmuşlar. Etki, özellikle genç çalışma katılımcılarında çok daha güçlü bir şekilde ortaya çıkmış.

Pek tabii doktorların, depresyonu olan kişiler için insülin veya diğer diyabet ilaçlarını reçete etmeye başlamadan önce daha fazla araştırmaya ihtiyaç var. Ancak bu araştırma sonuçları bile şeker ile depresyon arasında bir ilişki olabileceğine işaret ediyor.

Erkekler şekerden kadınlara göre daha fazla etkileniyor

Erkekler şekerden kadınlara göre daha fazla etkileniyor

Araştırmalar erkeklerde şekerin zihinsel sağlık etkilerine kadınlardan daha duyarlı olabileceğini gösteriyor.

  • Araştırmacılar, günde 67gr veya daha fazla şeker tüketen erkeklerin beş yıl sonra depresyona girme olasılığının yüzde 23 daha fazla olduğunu buldular. 
  • 40gr veya daha az şeker tüketen erkeklerin depresyon riski daha düşüktü.

Amerikan Kalp Derneği’ne göre yetişkin bir kadının her gün 25gr, yetişkin bir erkeğin ise günde 36gr’dan dazla ilave şeker tüketmemesini öneriyor. 

Erkekler ayrıca şekerden bir günde kadınlara göre daha fazla kalori alıyor.

Bu nedenle besinlerin içinde gizlenen şekeri bulmak için etiket okumak çok önemli. Bir şeyin sos gibi lezzetli olması veya yoğurt gibi sağlıklı olması içinde ilave şeker olmadığı anlamına gelmiyor.

Kan şekerini daha fazla yükselten glisemik indeks skorları yüksek yiyecekler genellikle basit karbonhidratlardan yapılır ve basit şekerlerle doldurulur. 

Şekeri azaltmak, karbonhidratı azaltmanız gerektiği anlamına gelmez. Yapılan bir çalışmada menopoz dönemin tamamlamış yaklaşık 70.000 kadının tükettiği karbonhidrat miktarına ve kalitesine bakılmış. Araştırmacılar, analiz ettikleri her yiyeceğe bir glisemik indeks (GI) puanı uygulamış 

Sonuçlar, yüksek GI gıdaları yiyen kadınların, düşük GI gıdaları yiyenlere göre daha yüksek depresyon riskine sahip olduğunu göstermiş.

Sebze ve meyve gibi daha düşük glisemik indeksine sahip besinlerden yana zengin beslenen kadınlarda depresyon riski daha düşük olarak ortaya çıkmış.

Sonuçlar, karbonhidratların genel olarak depresyon ve diğer zihinsel sağlık bozukluklarının nedeni olmadığı anlamına geliyor. Bunun yerine, yediğiniz karbonhidratların kalitesi depresyon riskinizi etkileyebilir.

Bu haber ilginizi çekebilir:

Glisemik indeks nedir? Uzmanından düşük glisemik indeksli diyet tavsiyeleri

- Reklam -