Ebeveynlerin en çok merak ettiği şeylerden biri genellikle çocuklara yapılabilecek en büyük kötülüğün ne olduğudur. Böyle zamanlarda ilk cevap hemen hemen hiç değişmez. Ona yapılacak en büyük kötülük kesinlikle onu sevgisiz bırakmaktır. Sevgisiz kalan bir çocuk sadece duygusal olarak değil fizyolojik olarak da büyüyemez. Sevginin nörolojik etkisiyle salgılanan hormonlar salgılanmaz olur. Bazı zamanlarda çocuk kilo tutmaz. Boyu uzamaz. Belki de sık sık hastalanır. Uzman Psikolog Ceyda Yanar konu hakkında bilgiler verdi.- Advertisement -
ÇOCUKLARIN BENLİK DEĞERİ VARDIR
İkinci büyük kötülükse biraz daha kavramsal bir başlıktır. Bu yüzden onu tek bir sözcük öbeğiyle ifade etmeye çalışmak yerine biraz daha detaylı anlatmak faydalı olabilir. Çocuklar kendi değerlerini ve yaşamla ilgili oluşturdukları tutumları ebeveynlerinin yansımasından izlerler. Bu yüzden yaşamlarının ilk yıllarında ebeveynlerinden aldıkları geri bildirimler onların dünya algısını belirler. Seçimleri, hareketleri, mimikleri, sözcükleri, oyunları, arkadaşları, kararları ve aklınıza gelebilecek diğer bir sürü şey ebeveynlerinin değerlendirmesinden geçsin ister. Eğer bir çocuğa yaptıkları ve yapamadıkları hakkında sürekli negatif söylemler içeren cümleler kurarsanız bir süre sonra çocuğun kendine dair benlik algısıyla ilgili yıkım oluşmaya başlar. Çocuklar ister. Çocuklar dener. Çocuklar merak eder. Çocuklar keşfetmek ister. Çocuklar tekrar tekrar sormayı sever. Bütün bunların toplamıysa onları “maymun iştahlı” yapmaz.
Sadece kendine iyi gelecek şeyleri bulmaya çalışan bir kaşif yapar. Öyle ki 9-13 yaş aralığındaki çocuklar bir sürü kursa gitmek ister. O dönem popüler olanı denemeyi kafasına koyar. Bateri kursuna 3 kere gidip bırakmasını piyanoya başlama hevesiyle kıyasladığımız zaman bir piyanisti hiç tanımadan kaybetmemize neden olabilir. Dünya sonsuz zevki ve beceriyi bir arada barındıran bir alandır. Bu sonsuzluğun içinde hiçbir şey bir diğerine eşit olamaz. Bu noktada çocukların daldan dala atlama eğilimi olabilir. Bunu iyi takip etmek ve oradaki düşünce biçimini anlamak önemli olacak. Ancak oraya gelmeden önce ev içindeki söylemlere bir dikkat etmek her zaman işe yarayacak.