Alkol bağımlılığının genetik yönü olduğunu vurgulayan uzmanlar, alkol bağımlılığı olan ebeveynlerin çocuklarında bağımlılık ortaya çıkma olasılığının normal topluma göre kabaca 4 kat daha fazla olduğuna dikkat çekiyor. Uzmanlar, bağımlılık şiddeti arttıkça kişinin kullanım sıklığının artma eğilimi gösterdiğini vurguluyor.
Alkol bağımlılığı tedavi edilebilen ancak tekrarlama riski olan ve bu nedenle uzun süreli takibi gerektiren bir hastalık. Alkol bağımlılığının genetik yönü olduğunu kaydeden Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Özlem Kızılkurt, “Bir ailede alkol ile ilişkili bozukluklar varsa o ailede bu bozukluğun çıkma şansızlığı genel olarak daha fazladır” diyor.
Alkol bağımlılığı olan ebeveynlerin çocuklarında bağımlılık ortaya çıkma olasılığı normal topluma göre kabaca 4 kat daha fazla.
Sadece bağımlılık olasılığı değil, aynı zamanda alkol bağımlılığı ile ilişkili, alkol kullanımına bağlı ortaya çıkan hastalıklar, alkol bağımlılığı tedavisine yanıt vermede ve tedavide yaşanan zorluklar gibi diğer problemler de genetik yatkınlıkla alakalı bulunuyor.
Yeşilay’ın 5 Mart 1920 tarihinde kurulması dolayısıyla 1-7 Mart haftası Yeşilay Haftası olarak anılıyor. Yeşilay Haftası’nda alkollü içkilerin, sigaranın, alkolün uyuşturucuların topluma, aileye ve bireye zararları anlatılıyor. Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Özlem Kızılkurt, alkol bağımlılığına ilişkin değerlendirmede bulundu.
ALKOL BAĞIMLILIĞININ BELİRTİLERİNE DİKKAT!
Doç. Dr. Özlem Kızılkurt, alkol bağımlılığında kişinin çoğu kez, planladığından daha fazla ya da daha uzun süreli olarak alkol aldığını belirterek “Alkol kullanımını bırakmak ya da denetim altına almak ister ancak bu konuda başarısız olur. Alkolü elde etmek, kullanmak ya da yarattığı etkilerden kurtulmak için çok zaman ayrılır. Alkol kullanmak için büyük bir istek duyar. İşte, okulda ya da evdeki konumunun gereği olan başlıca yükümlülüklerini yerine getirmekte güçlük yaşamaya başlar. Alkol kullanımının neden olduğu ya da alevlendirdiği, toplumsal ya da kişiler arası sorunlar olmasına karşın kullanımını sürdürür. Büyük bir olasılıkla alkolün neden olduğu ya da alevlendirdiği sürekli veya tekrarlayan fiziksel ya da ruhsal olarak sıkıntı yaşamasına rağmen alkol kullanımını sürdürür.” dedi.
BELİRTİLERDEN EN AZ İKİ TANESİ VARSA…
Alkol bağımlılığında kişinin yineleyici bir biçimde tehlikeli olabilecek durumlarda alkol kullanmaya devam ettiğini ifade eden Doç. Dr. Özlem Kızılkurt, “Alkol kullanımından ötürü birtakım toplumsal, işle ilgili veya eğlenme-dinlenme etkinliklerini bırakır veya azaltır. İstenilen etkiyi sağlamak için gitgide alkol kullanım miktarı artar. Alkol kullanımını azalttığı veya bıraktığı zaman yoksunluk belirtileri yaşar veya bu belirtileri yaşamamak için alkol kullanmaya devam eder. Alkol bağımlısı olan kişi bu belirtilerin bazılarını veya tamamını yaşayabilir. Biz klinikte sorunlu alkol kullanımı ile başvuran kişilerde bu belirtilerden en az iki tanesinin var olması durumunda bağımlılık tanısı koymaktayız.” dedi.
ALKOL BAĞIMLILIĞININ ŞİDDETİ ARTIKÇA KULLANIM SIKLIĞI DA ARTIYOR
Alkol bağımlılığında kişinin daha sık aralıklarla alkol kullandığını kaydeden Doç. Dr. Özlem Kızılkurt, “Alkol bağımlılığı tanısını koyarken kullanım sıklığı bizim ilk değerlendirdiğimiz kriterlerden birisi değildir. Yukarıda geçen tanı kriterlerinden birisi de değildir. Haftanın 2 veya 3 günü alkol kullanıp aynı zamanda alkol kullanımı nedeni ile toplumsal, mesleki, kişilerarası işlevselliği belirgin olarak bozulmuş ve alkol bağımlılığı tanısı almış pek çok hasta bulunmaktadır. Ancak şunu görmekteyiz, bağımlılık şiddeti arttıkça kişinin kullanım sıklığı artma eğilimi göstermektedir. Kişi gitgide daha sık aralıklarla, günün daha erken saatlerinde, günlük olarak daha fazla miktarda alkol almaya başlamaktadır.” dedi.
ALKOL BAĞIMLILIĞI UZUN SÜRELİ TAKİP GEREKTİREN BİR HASTALIK
Alkol bağımlılığının tedavi edilebilen bir hastalık olduğunu belirten Doç. Dr. Özlem Kızılkurt, “Alkol bağımlılığı tedavi edebildiğimiz ancak tekrarlama riski olan ve bu nedenle uzun süreli takibi gerektiren bir hastalıktır.” dedi.
ALKOL BAĞIMLILIĞI TEDAVİSİNDEKİ AŞAMALAR
Alkol tedavisi üç aşamadan oluşuyor. İlk aşama alınan alkolü kesme ve bunun sonucunda oluşan yoksunluk bulgularına müdahale edilen arınma tedavisi evresi. Bu evre ilaç kullanımı ve diğer tıbbi müdahaleleri içeriyorr.
İkinci aşama rehabilitasyon dönemi. Bu dönemde kişi artık alkol yoksunluğu belirtilerinden kurtulmuş oluyor. Bu dönemde yaşamdaki normal işlevlere dönebilme ve alkolsüz yaşama uyum sağlama bakımından hastaya bilgi ve beceriler kazandırılmaya çalışılıyor. Bunun için terapötik girişimlerden yararlanılıyor
Üçüncü aşama ise tekrarlamaların önlenmesi için takip ve destek tedavisinin devam ettiği aşama. Alkolün bırakıldığı ilk evreden itibaren kişiye alkol isteğini azaltmaya yardımcı olacak ilaç tedavisi uygulanıyor, arınma tedavisi tamamlandıktan sonra; hatta üzerinden aylar geçmiş olsa bile kişinin alkol isteği yaşaması hastalığın beklenen bir parçası. Bu süreçte bağımlılık uzmanı terapist tarafından terapi desteğinin devam etmesi gerekiyor.
ALKOL BAĞIMLISI EBEVEYNLERİN ÇOCUKLARINDA BAĞIMLILIK RİSKİ 4 KAT FAZLA
Alkol bağımlılığının genetik yönü olduğunu kaydeden Doç. Dr. Özlem Kızılkurt, “Bir ailede alkol ile ilişkili bozukluklar varsa o ailede bu bozukluğun çıkma şansızlığı genel olarak daha fazladır. Alkol bağımlılığı olan ebeveynlerin çocuklarında bağımlılık ortaya çıkma olasılığı normal topluma göre kabaca 4 kat daha fazladır. Sadece bağımlılık olasılığı değil, aynı zamanda alkol bağımlılığı ile ilişki diğer problemler de (alkol kullanımına bağlı ortaya çıkan hastalıklar, alkol bağımlılığı tedavisine yanıt ve tedavide yaşanan zorluklar) genetik yatkınlıkla alakalı bulunmuştur.” dedi.
BAĞIMLILIK ŞEKİL DEĞİŞTİREREK DEVAM EDEBİLİYOR
Bağımlılıkların şekil değiştirme ve başka bir görünümde ortaya çıkma olasılığının bulunduğunu, bu durumun sadece alkol için geçerli olmadığını ifade eden Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Özlem Kızılkurt, tedavi sürecinde bunları sorguladıklarını söyledi.
Doç. Dr. Özlem Kızılkurt, sözlerini şöyle tamamladı: “Bu durumun nedeni, bağımlı olan bireyin beyninde alkol aldığı zaman yüksek düzeyde dopamin sentezleniyor olmasıdır, alkolün bırakıldığı dönemde bu yüksek dopamin sentezi kesilmiş olur ve kişi bunu telafi edecek bir davranış geliştirmeye meyilli olabilir. En basit olarak bu dönemde sigara içme miktarı artabilir, kişinin yemek yeme rutinleri değişebilir, daha kalorili- karbonhidrat içeriği yüksek besinler arayabilir. Bu besinler hızlı ve yüksek miktarda dopamin sentezlenmesine neden olur. Bunun dışında internet, sosyal medya, alışveriş, kumar gibi başka davranışsal bağımlılıklar görülebilir. Bu açıdan dikkatli olmak gereklidir.”