Haber : Oyuncu Ceyhun Fersoy, Rasim Öztekin ve Kemal Kuruçay’ın son anlarını anlattı – Haberler
Seksenler dizisindeki rolüyle geniş bir hayran kitlesine ulaşan başarılı oyuncu Ceyhun Fersoy, Haberler.com’un YouTube stüdyosunda Melis Yaşar’ın sorularını yanıtladı. Oyuncu eşi Begüm Öner ile nasıl tanıştıklarını anlatan Fersoy, ölümleriyle sanat dünyasını yasa boğan Rasim Öztekin ve Kemal Kuruçay hakkında konuştu.
Oyunculuk serüveninden bahseden Fersoy, “Gazetede Nedim Saban’ın tiyatrosuna oyuncu ve müzisyen adayları aradığını gördük. Annem beni zorla oraya götürdü. Ben oraya müzisyen olarak girdik. Düğünlerde falan çalıyordum. Sonra bana bir çocuk oyununun başrolünü verdiler. Oyunculuğumda Nedim Saban’ın etkisi vardır. 3 sene orada oynayıp eğitim aldıktan sonra Müjdat Gezen sınavlarını kazandım ve BKM Mutfak ile tanıştım. Birçok oyuncudan eğitim aldım hepsine minnettarım” dedi.
Eşi Begüm Öner ile tanışma hikayesini anlatan oyuncu, “Seksenler dizisine 1 bölüm olarak girdim ama 465 bölüm oynadım. Dizide benim karakterim için bir kadın oyuncu istediler ve begüm geldi. Türk halkı bizim rollerimizi çok sevince devam ettik. Begümle sette bir arkadaşlığımız başladı. Bunlar kader kısmet işleri çünkü o dönemlerde evliliğe sıcak bakmıyorduk. 22 Ağustos’ta 7. senemiz olacak. Bu sektörde evliliği çok uzun süren çiftler de var. Bu tamamen iki tarafın birbirini anlamasıyla ilgili. Başka sektörden biriyle evli olsaydım beni anlamayabilirdi. Begüm’le ortak noktamız çok ve çok iyi anlaşıyoruz” şeklinde konuştu.
Seksenler dizisinin bir okul olduğunu söyleyen Ceyhun Fersoy, sözlerine şöyle devam etti: “Tiyatro sahnesi benim için çok farklı. Seksenler dizisi bitince birkaç diziden teklif geldi ama ben 1-2 sene daha tiyatro yapmak istiyorum. Diziler gelip geçici ama Seksenler başkaydı. İyi ki Seksenler projesinde rol almışım. Ben orada çok şey öğrendim. İyi ki Rasim Öztekin ve Kemal Kuruçay gibi ustalarla tanışmışım. Kayıplarımız çok oldu, kazançlarımız da oldu. Seksenler ekibiyle konuşmaya devam ediyoruz. Seksenler’i bir belgesel ve okul olarak görüyorum.”
8 Mart’ta hayatını kaybeden Rasim Öztekin’in ölüm haberini nasıl aldığını anlatan Fersoy, sözlerine şöyle devam etti: “Rasim Öztekin’i son gördüğüm gün unutamayacağım. Rasim abiyi son gördüğümde setteydi ve bana sandviç verdi. Verirken ‘evde iki tane yapmışım bana fazla geldi’ demişti. Rasim Abi kovidden dolayı 1 hafta sete gelip bölümlerini çekip gidiyordu çünkü onu dinlendirmemiz gerekiyordu. 2008-2009 yıllarında kalp yetmezliği nedeniyle hastanede tedavi gördü. O gün de sete son gelişiymiş. 8 Mart’ta kötü haber geldi. Keşke o telefonu hiç açmasaydım. Arkadaşımızın evindeydik ve ben telefonu açmamam lazım diye düşündüm. Özlem Türkad arayarak ‘hastaneye gelin’ dedi. Sonra koşarak hastaneye gittik, çok kötüydü.”
“Vefatından 5-6 ay önce bana ‘Rasim Öztekin ile tanışmak istiyorum’ diye bir telefon geldi. İkimizi baba-oğul olarak oynatmak istiyorlardı. Kendisine söylediğimde bana ‘seninle oynamak bir şereftir ama durumları biliyorsun ben uzun zaman bir şey yapmak istemiyorum’ dedi.”
“Kemal Karaçay da öyle oldu. O gün setteydik ve hiçbir şey yememiştik. Niye bir şey yemiyorsun dediğimde de ‘halsizim’ demişti. Meğer 2 gündür yemek yemiyormuş. Vedalaştık tiyatro oyununa giderken yolda telefon çaldı. Hakan Bulut ağlayarak aradı ben de hayır ya dedim. Sette balkona çıkarken asistana ‘ben çok kötüyüm’ demiş ve onun üzerine düşmüş. Orada da vefat etmiş. Ekipte herkes ilk yardım eğitimi bildiği için kalp masajı falan yapılmış.”
“Ölümlerden sonra sete bir hafta ara verdi. Hayatım boyunca unutamadığım bir şey var. Sette ilk ev ‘Fehmi Ev’di. Rasim Öztekin’in oturduğu koltuk oradaydı ama kendisi yok. Çok kötü oldum ve koltuğa sarılmışım. Asla ne yaptığımı bilmiyordum.”
