Ana SayfaSağlıkEkonomik kaygılar ile nasıl başa çıkabiliriz? Rutinlerimize geri dönebilmenin yolları...

Ekonomik kaygılar ile nasıl başa çıkabiliriz? Rutinlerimize geri dönebilmenin yolları…

- Advertisement -

Ekonomik korkular, parasız kalma veya borçları ödeyememe korkusu kişinin kaygı seviyesinin artmasına yol açıyor. Kaygı duygusu temel olarak dışarıdan gelen tehdidin tam olarak ne olduğunun bilinmemesi ve geleceğe yönelik sınırların belirsiz olmasından kaynaklı hissettiğimiz bir duygu. Kişilerin mevcut ekonomik durumu ruh sağlığı üzerinde önemli bir etkiye sahip. Bir diğer yandan kişiler olumlu ya da olumsuz fark etmeksizin yeni bir durumla karşılaştıklarında kaygı belirtileri gösterebiliyor. Hayat çoğu zaman belirsizlikler üzerine kurulu olsa da, ister olumlu olsun ister olumsuz, belirsiz olan her durum kişilerde birtakım olumsuz duyguları tetikleyebilir. Peki kişi, gündemindeki ekonomik kaygılarla nasıl başa çıkabilir, olumsuz ruh halinden nasıl kurtulabilir?

Son dönemde “ihtiyaçlarımı rahatlıkla karşılayabilecek miyim?”’ gibi cevabını aradığımız belirsiz düşüncelere yoğun bir şekilde maruz kalıyoruz. İş, aile ve sosyal çevremizi doğrudan etkileyen ekonomik durumdaki olumsuzluklar kişinin dengesini bozabiliyor. Klinik Psikolog Müge Leblebicioğlu Arslan “kişilerin olumlu ya da olumsuz fark etmeksizin yeni bir durumla karşılaştıklarında kaygı belirtileri gösterebileceğini” söylüyor.

Kaygı duygusu, dışarıdan gelen tehdidin tam olarak ne olduğunun bilinmemesi ve geleceğe yönelik sınırların belirsiz olmasından kaynaklı hissettiğimiz bir duygu. Arslan, “Buradan baktığımızda kişilerin algıladıkları ekonomik durumlarının ve yaşadıkları ülkenin ekonomik dalgalanmalarının, ruh sağlıkları üzerinde önemli bir etkiye sahip olduğu söylenilebilir. ” diyor.

HAYAT ÇOĞU ZAMAN BELİRSİZLİKLERLE DOLU

Hayat aslında belirsizlikler üzerine kuruludur. Bu belirsizlikler ister olumlu olsun ister olumsuz, belirsiz olan her durum kişilerde birtakım olumsuz duyguları tetikleyebilir.

Belirli düzeyde hissedilen kaygı aslında sağlıklı bir duygudur. Bizi motive eder, tehlikelere karşı kendimizi ve çevremizdekileri korumamıza ve önlemler alarak hayatta kalmamıza yardımcı olur. Örneğin; bu durumda kaygı kişiyi çalışmaya, planlamaya, sorgulamaya, gelişmeye ve birikim yapmaya itebilirken daha yoğun hissedilen kaygı ise kişinin yaşamdan aldığı doyumu olumsuz yönde etkileyebilecek düşünce ve davranışlara itebilir. Dolayısıyla hissedilen kaygının yoğunluğu ve kişinin günlük hayatındaki işlevselliği üzerindeki etkisinin, ruh sağlığı üzerinde belirleyeci bir faktör olduğu söylenebilir.

Rutinler kişilerin olumsuz duygularla baş edebilmesinde önemli bir rol oynuyor. Kişiler içinde bulundukları belirsizliği gün içindeki rutinleriyle farkında olarak ya da farkında olmadan belirli hale getiriyor. Örneğin, sabah belli saatlerde uyanmak, işe gitmek, işten sonra dışarıda bir şeyler içmek ya da yemek yemek, spor yapmak, sosyal aktivitelerde bulunmak, belirli zamanlarda seyahat etmek, alışveriş yapmak, hobileriyle ilgilenmek gibi tüm bu aktiviteler kişilerin hayatındaki motivasyonel rutinler arasında yer alıyor.

EKONOMİK DALGALANMALAR KİŞİLERİN YAŞAMLARINI OLUMSUZ ETKİLİYOR

Ancak kişilerin yaşamlarındaki bazı faktörler mevcut rutinleri üzerinde engelleyici ya da bozucu rol oynayabiliyor. Günümüzde gerek pandemi koşulları gerekse mevcut ekonomik dalgalanmalar, kişilerin günlük rutinlerini gerçekleştirebilmesini zorlaştırabiliyor, hatta rutinleri üzerinde bozucu etkiye neden olabiliyor.

EKONOMİK KAYGIYLA BAŞA ÇIKMAK İÇİN NELER YAPILABİLİR?

Geçmişe ve geleceğe yönelik hatalı düşünceler yerine gerçekçi ve işlevsel düşüncelere odaklanın. Olumsuz duygular karşısında duygusal yeme ya da duyguları bastırma gibi işlevsel olmayan tutumlardan uzak durmak son derece önemlidir. Bu süreçte duygu ve düşünceleri ifade etmek, aile ya da yakın arkadaşlardan maddi veya manevi destek talep etmek, duygu paylaşımında bulunmak ve sevdiklerimizle vakit geçirmek gibi aktivitelerin olumsuz duygunun azalmasında önemli bir faktör olduğu düşünülmektedir. Bununla birlikte yeterince iyi uyumak, düzenli beslenmek, kişiyi rahatlatacak yoga, meditasyon ya da gevşeme egzersizleri gibi tekniklerden faydalanmak da işlevsel baş etme yöntemleri arasında yer alıyor.

EKONOMİK DURUMU DAHA VERİMLİ YÖNETMENİN YOLLARINI ARAYIN

Ekonomideki belirsizlik ve tutarsızlıklar karşısında kişilerin ekonomik durumlarına göre yeniden planlama yapmaları gerekiyor. Planlamalar başlangıçta kişide endişe ve ümitsizlik uyandırsa dahi özellikle öncelikli ödeme planlarının yapılması ve giderlerin yeniden değerlendirilmesi gibi çözüm arayışlarının kişiyi uzun vadede rahatlatabildiği görülüyor.

YA HEP YA HİÇ YERİNE RUTİNLERİNİZİ YENİDEN DÜZENLEYİN

Mevcut sürdürülebilir rutinlere mümkünse devam edin. Devam edilmesi maddi ya da manevi açıdan güçlük oluşturan rutinler yerine yeni rutinler oluşturmak kişilerin olumsuz duygu durumları üzerinde rahatlatıcı bir etki oluşturabilir. Örneğin; maliyeti yüksek bir spor salonuna gitmekten tamamen vazgeçmek yerine ekonomik durumunuza uygun bir spor salonuna gitmek, evde spor yapmak ya da açık alanda yürüyüş yapmak gibi yeni rutinler oluşturmak kişilerin iyi olma halinde önemli bir rol oynar.

SOSYAL MEDYAYI AŞIRI KULLANMAKTAN KAÇININ

Gün içerisinde gerek gazetelerde gerekse televizyon gibi kitle iletişim araçlarında ve sosyal medya kanallarında ekonominin durumu hakkında çok fazla olumsuz habere maruz kalıyoruz. Olumsuz bir durum, duygu ya da düşünceye sürekli olarak maruz kalmak kişilerde kaygıyı tetikleyebiliyor, hatta var olan kaygıyı arttırabiliyor.

Instagram, Twitter gibi sosyal medya araçlarını kullanmayı sınırlandırmanın, kaygı belirtileri üzerinde olumlu bir etkiye sahip olduğu söylenebilir. Burada kast edilen var olan gerçekliği inkâr etmek ve görmezlikten gelmek değil. Tabii ki de kişiler haberlere bakarak, sosyal medya araçlarını kullanarak birtakım bilgiler edinmeli ve gündemi takip etmeli. Ancak yoğun kaygı oluşturacak içeriklere sınır getirmek ve aşırı maruz kalmaktan kaçınmak kişilerin iyi olma halinin artmasında önemli bir etkiye sahip. Örneğin, “sabahları kalktığımda 10 dakika haberlere bakacağım” şeklinde kişi kendi yaşam düzenine göre medya kullanımına sınırlama getirebilir. 

DESTEK ALMANIN YOLLARINI ARAŞTIRIN

Ancak tüm bunlara rağmen kişi mevcut durumla baş etmekte güçlük yaşıyorsa, kişinin duygu yoğunluğunda bir azalma olmuyorsa ya da duygunun şiddeti giderek artıyorsa, ve bu durum kişinin günlük hayatını ve işlevselliğini olumsuz yönde etkilemeye başladıysa psikoterapi desteğinin alınması kişinin psikolojik iyi olma hali açısından oldukça önemli. Bu nedenle yaşamınızın kontrolünüzü yeniden kendi elinize alabilimek için terapi yöntemleri araştırın.

- Reklam -
Exit mobile version