Ana SayfaSağlıkDüzenli ilaç kullananlar dikkat! Glokom sürekli migren ile karıştırılıyor ve görmeyi tehlikeye...

Düzenli ilaç kullananlar dikkat! Glokom sürekli migren ile karıştırılıyor ve görmeyi tehlikeye atıyor!

- Advertisement -

Halk arasında göz tansiyonu olarak da bilinen glokom, oldukça sinsi bir göz hastalığı. Üstelik geç teşhis nedeniyle doğrudan görmeyi tehdit ediyor. Bazı türleri migrenle karıştırılabilen glokom nedeniyle, özellikle sık sık baş ve göz ağrısı yaşayanların rutin göz muayenelerini aksatmamaları gerekiyor. Üstelik bazı kronik rahatsızlıklar veya kontrolsüz ilaç kullanımı nedeniyle glokom daha sık görülebiliyor. Her yıl 12 Mart glokom farkındalığının oluşması için Dünya Glokom Günü olarak belirlenmiş. İşte dünyadaki toplam körlüklerin yüzde 13,5’ini oluşturan glokom (göz tansiyonu) hakkında bilmeniz gerekenler…

Glokom halk arasında “göz tansiyonu” olarak da biliniyor. Glokom denilince; görme siniri üzerinde tahribat yaparak ilk dönemlerde hastanın çevre görmesini bozan, son dönemlerinde ise körlüğe yol açabilen bir görme siniri hastalığı olarak tanımlanıyor.

Glokomun 40 yaşının üzerinde görülme olasılığı yüzde 2. Dünyada 70 milyon glokom hastası bulunuyor ve maalesef bunların 6,5 milyonu görmesini kaybetmiş durumda. Bu sayı toplam körlüklerin yüzde 13.5’ini oluşturuyor!

GÖZ İÇİ BASINCI KİŞİYE ÖZEL

Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Belma Karini, normal göz içi basıncının kişiye özel bir değer olduğunu belirtiyor. Yani “normal göz içi basıncı” optik sinir üzerinde harabiyete ve görme alanlarında kayba yol açmayacak bir basınç seviyesi demek. Op. Dr. Belma Karini, bu seviyenin bireyler arasında farklılık gösterebildiğini, ancak 10-21 mm hg arasındaki olan değerlerin genellikle normal olarak kabul edildiğini belirtiyor ve sözlerine şöyle devam ediyor:

Göz tansiyonun yükselmiş olması göz içinde üretilen göz sıvısının miktarı göz dışına sıvı çıkış miktarına göre daha fazla olup gözün içinde birikmesi halidir. Glokom ise bir görme siniri hastalığıdır. Göz tansiyonun yüksek olması glokom olma olasılığını yükseltir ama nedeni değildir. 

YAKIN AKRABALARDA GLOKOM VARSA DİKKATLİ OLUNMASI GEREKİYOR

Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Belma Karini, glokom risklerini şu şekilde sıralıyor:

  • Göze ait risk faktörlerin arasında ince kornea kalınlığı, yüksek miyopi ve hipermetropi yer alıyor.
  • Sistemik risk faktörlerin arasında ileri yaş, genetik faktörler: özellikle anne, baba, kardeş gibi birinci dereceden yakın akrabaların glokomlu olması bu riski arttırıyor.
  • Irk faktörü, cinsiyet, diyabet, sistemik hipertansiyon, aterosklerotik ve iskemik vasküler hastalıklar, otoimmün hastalıklar, tiroid bezi hastalıkları glokom oluşumunda rol oynayan diğer risk faktörlerin arasında yer alıyor.
  • Aynı zamanda kontrolsüz ve uzun süre kullanılan kortizon ilaçları da göz tansiyonunda artışa neden olabiliyor.

GÖZ TANSİYONUNUN BAZI TÜRLERİ MİGREN İLE AYNI BELİRTİLERİ GÖSTERİYOR

Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Belma Karini, “özellikle primer açık açılı glokom tipinde erken dönemde hastanın her hangi bir şikayeti olmamaktadır.” diyor.

Fakat dikkatli bir muayene ve ileri tetkik yapıldığında görme sinirin zedelenmesi erkenden tespit edilebiliyor.

İleri dönemde ise görmede bulanıklık, görme alanında daralma, yakın görmede zorlanma, karanlık adaptasyonu bozuklukları gibi yakınmalar olabiliyor.

Akut kapalı açılı glokom tipinde ise ani basınç artışı ile şiddetli göz ve baş ağrısı, göz çevresinde ışıklı halkalar görme, göz kapağında şişlik, görmede azalma, bazen mide bulantısı ve kusma eşlik edebiliyor.

Bu tablo sıklıkla migren ile karışabiliyor. Bu nedenle sık sık baş ve göz ağrısı şikayeti olan hastalarda göz muayenesinin ihmal edilmemesi gerekiyor.

GLOKOMUN TEDAVİSİ KİŞİYE VE GÖZ TANSİYONU TÜRÜNE GÖRE DEĞİŞİYOR

Glokom tedavisindeki temel prensip, görme sinirinin ve bu sinirin fonksiyonları olan periferik görmenin ve görme keskinliğinin korunabilmesi. Bu amaçla uzun zamandır glokom tedavisinde tıbbi, cerrahi ve lazer tedavi seçenekleri uygulanıyor. Fakat herkes için geçerli olan bir tedavi modeli bulunmuyor. Hastanın glokom tipi, tansiyon yükseklik derecesi, görme siniri ve retinanın durumu, yaşı, diğer hastalıkların olup olmadığı, evde yalnız yaşayıp yaşamadığı gibi birçok değişken tedavi planını etkiliyor.

LAZERLE GLOKOM TEDAVİSİ

Lazer yöntemi glokomda göz içi basıncını düşürmek adına tedavi amaçlı olarak ya da koruma amacıyla uygulanıyor. Tedavi amaçlı yapılan lazerlerde açık açılı glokom için uygulanan selektif lazer trabeküloplasti yer aIıyor. Bu tedavide göz sıvısının dışa akımını artırmak amaçlanıyor.

Akut açı kapanması glokom krizine girmiş hastalarda ise kriz kontrol altına alındıktan sonra periferik lazer iridotomi uygulanıyor. Bu tedavi kriz geçirmeye müsait gözlerde de koruyucu amaçla yapılıyorr.

Bir diğer lazer yöntemi ise transskleral diyot lazer siklofotokoagülasyon yöntem. Göz içi sıvı üretimini azaltmak amacıyla uygulanıyor. Son yıllarda sub-cyclo modunda eşik altı enerji kullanarak ve micropulse probları kullanarak diyot lazer uygulanıyor. Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Belma Karini bu lazer yöntemi için “daha güvenilir, tekrarlanabilir ve etkinliği oldukça yüksek olan bir lazer yöntemidir.” diyor.

GLOKOM (GÖZ TANSİYONU) TEDAVİSİNDE ALTIN STANDART: TRABEKÜLEKTOMİ

Glokomun cerrahi tedavisi, göz içi basıncını gün içinde aşırı oynamalardan uzak tutacak şekilde; göz içi sıvısının dışa çıkışına imkan veren yeni bir kanal açılmasına yönelikt. Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Belma Karini, “glokom için günümüzde hala en sık ve altın standart olarak uygulanan tedavi yöntemi ‘trabekülektomi’ yöntemidir” diyor ve sözlerine şöyle devam ediyor:

Bu yöntemde göz içi sıvısını göz küresinin dışına taşıyacak özel imal edilmiş tüpler (seton implantlar) göz içine yerleştirilebilir. Son yıllarda minimal invaziv ya da mikroinvaz glokom cerrahisi ( MİGC ) olarak nitelendirilen cerrahilere ilgi artmıştır. Bu cerrahilerin en popüler tarafı bir sonraki aşamada gerekebilecek glokom cerrahisi şansını etkilememesidir. 

- Reklam -
Exit mobile version