Ana SayfaKadınGerçek aşk mı yoksa sadece tutku mu?

Gerçek aşk mı yoksa sadece tutku mu?

- Advertisement -

Hayatınızın aşkıyla tanıştınız, her an onu düşünüyor başka da pek bir şey yapmıyorsunuz. Peki, gerçekten aşık mısınız yoksa belki de yine geçici bir tutku mu yaşıyorsunuz? Uzmanlara kulak verin…

Sonunda, onunla tanıştınız.

Hayatınız boyunca, ya da öyle görünüyor ki, buradan kalbinizi hızlandıran, yıldızları parlatan ve tüm makul düşünce süreçlerini devralan kişiyi beklediniz.

Yüzünüzde tuhaf bir ifade var, yemek aniden sadece bir rahatsızlık gibi görünüyor ve uyku sadece eskiden yaptığınız bir şey. 

Sürekli onu düşüyor ya da onunla ilgili bir şeyler düşünüyorsunuz ve arkadaşların aşık olduğunuz için sizinle dalga geçiyor. Anneniz bile sizi aşık olduğun konusunda uyardı.

Sizde aslında durumun farkındasınız ancak bunun gerçek aşk mı yoksa geçici bir tutku mu olduğunu nasıl anlayacaksınız?

İnsanlar sizin için ne kadar mutlu olduğunuzu fısıldıyor olabilir belki de tam tersi…

Sizi tanıyalar bunun yalnızca tutku olduğunu da söylüyor olabilir.

Peki ya siz? Bu yeni ilişkinin içinde rahat hissediyor musunuz yoksa sadece biriyle rahat hissetmek mi istiyorsunuz?

Yaşamınızı bir arada geçirmek istediğiniz kişi o mu, yoksa sadece geleceğe yalnız yürümekten mi korkuyorsunuz?

Bu çok büyük sorular büyük değerlendirmeleri hak ediyor. Yeni aşkın tutkuları kendi duygusal yapımızla o kadar iç içedir ki, aşkın çetrefilli yollarında ilerlerken nesnel düşünceler bulmak imkansız görünür. 

Bu nedenle, bu tartışmanın amaçları doğrultusunda, her biri daha organize bir şekilde düşünülebilecek şekilde aşk ve tutkuyu tanımlayalım.

Dinamik bir süreç olarak aşk, insanlar olgunlaştıkça, deneyimler üzerlerine geldikçe, öncelikler ve hayaller kuruldukça ve hedeflere ulaşıldıkça esneyen, değişen ve büyüyen bir ilişki olduğu anlamına gelir.

Aşk, birey olarak insanlarda en iyiyi ortaya çıkarır.

Aranızdaki ilişki, hayatlarını tanımlama biçimi haline gelir. 

İşler, kariyerler ve aile kaygıları değiştikçe, insanlar anlayışlı ve esnek olmak için bir ekip olarak çalışabilirler, böylece ilişki (yaşamları) gelişecektir.

Dinamik aşk süreci, bir duygu paylaşımına, güvene ve ilişkinin büyümesine eşittir. 

İlerleyen bir ilişkide, bir çiftin simbiyotik olarak yaşama, birbirlerinin arkadaşlığından zevk alma, birbirlerine daha fazla sırla güvenme, yıllar içinde daha fazla krizde birbirlerine bağımlı olma, çocuk yetiştirme ve yaşlanan akrabalara bakma yeteneklerini artar.

Birlikte yaşlanmak, gayrimenkul ve çocuk gibi uzun vadeli yatırımlar hakkında ortak görüşler artar.

Peki ya tutku? 

İşte o zaman sürekli birini düşündüğünüzde, onun etrafında olmak için kendi yolunuzdan çıkarsınız ve önceliklerinizi de onun etrafında toplamaya başlarsınız. 

Bu kişiyle bir geçmiş var: Belki kısa bir tarih, ama belki oldukça uzun bir süre. İkiniz de birlikte olmaktan zevk alıyorsunuz. 

İkiniz de birbirinizin hayalini kuruyorsunuz ve iç çamaşırlarınızla tüyler ürpertiyorsunuz. Ama aşk mı? 

Burada tanımladığımız şekliyle tutku, pozitif büyüme ve gelişme olmaksızın, gerçekçi olmayan, mutlu bir tutku beklentisiyle karakterize edilen statik bir süreçtir. 

Güven eksikliği, sadakat eksikliği, bağlılık eksikliği, karşılıklılık eksikliği ile karakterize edilen bir aşk, bir aşk senaryosu için mutlaka ön sevişme değildir. 

Onunla, birlikte uzun yıllar geçireceğiniz kişi mi yoksa sadece tutku mu olduğunu anlamak, belki de tek bir sorunun cevabında yatıyor.

Ve işte burada: Bu ilişki ikinizde de en iyisini ortaya çıkarıyor mu?

Bu, kendinizi, eşinizi ve ilişkinizi dürüstçe değerlendirip değerlendireceğiniz kısımdır ancak kendi kendinize dürüst yanıtı vermek için yeterli olmayabilir.

Gerçek olup olmadığını değerlendirmeye çalışırken göz önünde bulundurmanız gereken bazı noktalar şunlardır:

  • Mutlu musunuz?
  • Hayatta olmak ve sevilmek gibi her gün aldığınız nimetler için minnettar mısınız? 
  • Değerli hissettiriliyor musunuz? 
  • Hayatınız olumlu bir yolda mı? Geleceğe dair umudunuz var mı? Hayalleriniz var mı ve her zaman onlar için çalışıyor musunuz? 

Zor olsa da, düzenli aralıklarla işlerin nasıl gittiğini değerlendirmek, mutluluk ve başarıya kendi kendine rehberlik eden insanlara bir yön vermeye yardımcı olabilir. 

Olumsuz bir seyir izleyenler, mutsuz, kafası karışmış ve belki de kendini sabote eden insanlar için, düzenli değerlendirme, kişinin kendisi veya bir sonraki adımı atmak istediğiniz kişi hakkında bazı sert gerçeklere işaret edebilir.

- Reklam -